carkifeleklerin renk renk geceye dagilmasi;
sirilsiklam asik incesaz,
kadehlerin mehtaba dagilmasi
adeta dugun
Biryerde bir yanlislik olmali, belki de yeterince cekmedim. Ama su insan milletini fena halde seviyorum.
23 yasinda seker gibi bir kiz. Guldu mu cenesini yukari kaldirip boynunu uzatarak, aydinlik sacar yanaklarindan. Bir erkek arkadasi var, o da bir o kadar seker, sessiz bir cocuk. Aksam ondan once evde birbirlerini goremezler, cocugun isten ona dogru biter. Kiz ogle tatilinde sandvicini kemirirken havlulara bakiyor banyosu icin. Maasi zaten az buz birsey, bu ay havlu takimina para harcarsa baska ekstra hicbirsey yapamaz.
Adam 40larinda, guleryuzlu, bilgili. Her konuda soyleyecek sozu var, her halti okumadan birakmiyor cunku. Hemen her zaman ustu basi les gibi, ayakkabilari yirtik, camurlu. Hic evlenmemis. Ailesini yaklasik 10 yil once kaybetmis, anne babasinin olumuyle birlikte kizkardesi de onunla konusmayi kesmis. Belli ki iyi, gorgulu buyutulmus. Davranislari olculu, hareketleri dusunceli. Hayatinin ortasini az gecmis bir yasta, ailevi herhangi bir bagdan yoksun, sadece arkadaslari var onu topluma baglayan. Bir dostu saka yollu, onun icin pek degerli olmadigini soyleyince kendini tuvalete kapatip agliyor.
Erkek 27sinde, ailesine oyle bir bagli, ailesi de ona. Kendinden iki yas kucuk kiz kardesi, annesi ve babasiyla yasar. Hayatin ondan beklediklerini simdiye dek hep yerine getirmis. Calismasi gereken yerde calismis, uzak durmasi gerekenlerden uzak durmus, saygi gosterileceklere saygi, sevgi gosterileceklere sevgi beslemis. Vakti gelmis artik, ciddi dusunebilecegi bir kiz istiyor hayatinda. Tercihen kivircik sacli, temiz kalpli, iyi bi ailesi olan, zeki, sadik…
Nasil sevmem bu insanlari? Hepsinin yuzune bakinca ayri bir hikaye, bambaska istekler, zamaninda karsilarina cikmak icin onlari bekleyen uzuntuler… Hepsi o kadar ‘ben’ ki, nasil sevmem bu insanlari?